Mahmut Esat Bey Günümüze Işık Tutuyor!

Mahmut Esat Bozkurt’un (1892-19943), “Halk Dostu” gazetesinde yayımladığı “Hırsızlar Teslim Olunuz!..” başlıklı ikinci yazısı, birincisinden daha sert bir biçimle kaleme alınmış. Mahmut Esat Bey, bu yazıları yazdığı 1930 yılında, bakanlıktan ayrılmıştı.

Çift sütuna yerleştirilmiş yazıdan ayrı olarak “Halk Dostu” gazetesinin manşetinde şöyle deniyor:
“Hırsızlara karşı cidal (kavga) istiyoruz!”
Mahmut Esat Bey’in “Halk Dostu” gazetesini yayımlarken Fransız devrimcisi Jean Paul Marat’dan (1743-1793) esinlendiği anlaşılıyor. Marat’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetenin adı da L’ami du Peuple (Halk Dostu)’ydu. Mahmut Esat Bey’in Fransız devrimini çok iyi incelediği anlaşılıyor.
Mahmut Esat Bey’in ikinci yazısı şöyle:
“Bugünkü hırsızlar teşkilat halindedir. Biz burada hırsızlardan bahsederken devletin-her memlekette olduğu gibi-muhakeme altına alınmış herhangi bir talihsiz memurunu anlatacak değiliz.
Bu her yerde olabilir. Yeter ki bizde de takibat yapılsın, cezalarını çeksinler. Kaydetmeliyiz ki bu gibiler hakkında takibat yapılıyor. Çoğu cezalarını çekiyorlar. Herhalde cumhuriyet devriminde bunların ardından koşulduğu kadar geçen devirlerde koşulmadı. Burası muhakkak…
Bizim yakalarına yapışmak istediğimiz hırsızlar; millet, devlet, hükümet nüfuzunu kullanarak teşebbüs erbabının-yabancı, yerli-önlerini keserler. Devletin, milletin şerefini utanmadan, korkmadan pazara çıkarırlar.
Bunlar o kadar korkusuzdurlar ki hükümetle alay ederler. Kanunların hükümlerine gülerler. Bir alay pervasızlardır. Kendilerini öne sürdürmeden kimseye iş gördürmezler. Hükümetle doğrudan doğruya temasa geleceklerin işlerini akim (çıkmaz) bırakmak için binbir entrika çevirirler. Akla hayale sığmayan dolapları kurarlar. Hükümetin şerefini ceplerinin karı olarak kullanmak isterler. Son zamanlarda hükümetin bunlara karşı açtığı mücadeleyi görüyoruz. Fakat bunlar bu mücadeleden yılacaklar mı? İşte burası şüphelidir. Hükümetten çok sert cidal (kavga) bekliyoruz. Bugünkünü kafi görmüyoruz. Bunlar o kadar uğraşacaklar ki memleketin çekmekte olduğu ıstırapları ileri sürerek efkarı umumiyeyi (kamuoyunu) avlamak isteyeceklerdir. Türkün ıstırabına bir ıstırap daha katmak isteyeceklerdir. Bizim bildiğimiz hırsızları hükümet teslim alır. Bunlar hükümeti teslim almak isteyeceklerdir. Gözleri o kadar pektir. O kadar küstahdırlar. Bunların başlarında Türklüğü hakir gören Hamidiye tezkereliler vardır. Bunlar Türkün bütün haklarından müstefit olmak (yararlanmak) isterler: amma vazifelerini kabul etmezler. Bir ecnebi ile yan yana geldiler mi memleketimizi, millletimizi kahkahalarla tezyif (maskara) ederler!…
Bunlar soyguncular başıdır. Milli iktisadımızın düşmanıdırlar. Milli İktisadın teşebbüslerini akamete uğratmak için ellerinden geleni arkalarına koymazlar.
Mesela paramızı kıymetlendirecek olan Devlet Bankası teşebbüsü bunların elinden neler çekmedi! Mesela Terkos Şirketi’ni yaşatmak için neler neler yapmadılar. Bunlar hırsızlık yapmayınca memleketi velveleye verirler. İşi düşürmeye çalışırlar. Bir hükümet bunların hoşuna gidebilmek için mutlaka ceplerini millet zararına doldurmak mecburiyetindedir. Yoksa, çete halinde hemen faaliyete geçerler. Dahilde ve hariçte düşman yabancıların mali müesseselerinden yardım görürler. Bu yardımı çete efradına dağıtırlar.
Ortalığı bir hırsız vaveylasıdır alır. Devletçe bir imtiyazlı şirket kurulacak mı, bunlar hemen haber alırlar. İşe karışırlar. Binbir yalan söylerler. Müteşebbisleri hükümetin haberi olmadan korkuturlar.. Pay isterler ve alırlar! Bu paylar hep milletin kesesinden çıkar! Çünkü on kuruşluk iş yüz kuruşa mal olur. Ecnebiler memleketlerine dönünce bu rezaletleri önlerine gelene anlatırlar. Gazetelerine yazdırırlar. Şerefimizle oynarlar.
***
Türk tarihi asla affetmeyen hadiselerle, vakıalarla doludur. Bunları bilenler hırsızların akıbetini şimdiden görebilirler. Türk tarihinde hırsızlar türemiştir. Fakat hangisinin yaptığı yanına kar kalmıştır? Hani İzzet Mollalar? Hani harbi umumi zenginleri?!
Bu millet günü gelince öyle hırsızlar paralamıştır ki tarih onun adına Hazerpare Ahmet demiştir.
Yani bin parça Ahmet… Fakat inkılabın ve onu yapan fırkanın öç alışı buna da benzemez. Yüz bin parça Ahmetleri de gösterebilir.
“Hırsızlar teslim olunuz!..“
***
Mahmut Esat Bey’in bu ikinci yazısını olduğu gibi “Ankara Notları”na aldım. Mahmut Esat Bey’in iki yazısı da günümüze ışık tutucu nitelikteydi.
Türkiye’de bugün de hırsızlar cirit atıyorlar. Yalnız hırsızlar değil, onların kollayıcıları, koruyucuları, açık söylemek gerekirse yüzsüzleri var. Yalnız hırsızları değil, bunların da kıskıvrak yakalanacakları günler uzak değildir. Çünkü, bütün yolsuzluklar, hırsızlıklar halkın, kamuoyunun gözleri önünde işleniyor. Öylesine yüzsüz, utanmaz bir hırsızlar topluluğu karşısındayız!

Mustafa Ekmekçi / Ankara Notları

Önceki yazı
Mahmut Esat Bozkurt
Sonraki yazı
Mahmut Esat Bozkurt ve “Atatürk İhtilali”
Menü