Biyografi

Türk devlet adamı ve hukukçu, Türk Devrimi’nin ideolojisi olan Kemalizmin belli başlı kuramcılarından biridir.

1892 yılında İzmir’in Kuşadası ilçesinde doğan Mahmut Esat Bozkurt, çiftçilik ve ticaretle uğraşan, bir ara İzmir Umumi Meclis üyeliğinde bulunan Hacı Mahmut Oğulları’ndan Hasan Bey’in oğludur.

1923’te İzmir’de Menekşelizade Dr. Hüsnü Bey’in kızı Feheda Hanım ile evlenmiş. Gün ve Ay adlarında iki kızı ve Yüksel adında bir oğlu dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Kuşadası ve İzmir Yusuf Rıza mektebinde yapan Bozkurt, İzmir İdadisi’ni bitirdikten sonra II. Abdülhamit’in istibdat yönetimine karşı mücadeleye katılan dayısı Ubeydullah Efendi ile birlikte İstanbul’a gelerek 1908’de Hukuk Mektebine girmiştir. İstanbul Hukuk’tan 1912 yılında mezun olduktan sonra İsviçre’de Fribourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yeniden hukuk öğrenimi görerek önce lisans diploması almış, sonra, “Du Regimes des Capitulations Ottomanes” (“Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine”) adlı doktora tezi ile “Cum Laude” derecisyle Hukuk doktoru olmuştu. 1919’da İsviçre’nin Lozan kentinde kurulan Türk Talebe Cemiyeti’nin başkanlığına seçilmiştir. Yurdun işgali üzerine derhal İsviçre’den ayrılıp arkadaşları Saraçoğlu Şükrü ve Kazım Nuri Bey’ler ile vatana dönmüş, Kuşadası bölgesinde Kuvayı Milliye’yi kurarak başına geçmiş ve efelerle birlikte Milli Mücadele’ye katılmıştır.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İzmir Milletvekili olarak seçilen Mahmut Esat Bey, bu görevini 1943 yılında (51 yaşında) ölümüne kadar sürdürmüştür. 12 Temmuz 1922’de kurulan Rauf Orbay kabinesine 30 yaşında İktisat Vekili olmuş, bu görevi sırasında Ziraat Bankası’nın ıslahı, çiftçi kredi kooperatiflerinin kurulması, esnaf teşkilatlarının reorganizasyonu, Emlak ve Eytam Bankası’nını kurulması gibi sosyal ve ekonomik davalara uğraşmıştır. Büyük Zafer’den sonra Mahmut Esat Bey’in önerisi ve Atatürk’ün onayı ve onursal başkanlığında Türkiye’de ilk kez Milli İktisat Kongresi İzmir’de 17 Şubat 1923’te toplanmıştır. Bu kongrede milli ekonomik, girişimci sınıfın Türkleştirilmesi ve karma ekonomi savunulmuştur.

1924’te Adliye Vekiliği’ne getirilen Mahmut Esat Bey, 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi’ni kurmuş ve ilgili çalışmaları sürdürmüştür.

17 Şubat 1926’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oybirliğiyle kabul edilen Medeni Kanun’un mimarıdır. Bu kanunun tarihi gerekçesi O’nun eseridir. 4 Nisan 1926’da Resmi Gazete’de yayımlanan Medeni Kanun’un 6 ay gibi kısa bir geçiş döneminden sonra kesin olarak uygulanmasını kabul ettirmiştir. Bu sürenin çok kısa oluğunu ileri süren ve İsviçre’de bile 4 yıllık geçiş döneminin öngörüldüğünü hatırlatarak, din kaynağına dayanan hukuk sisteminin kolay kolay değiştirilmeyeceğini öne sürenlere karşı, “Türk hukukçuları için 6 aylık sürenin yeterli olacağına dair inancını” belirtmiştir. Kanunun uygulamaya geçişindeki başarı, Mahmut Esat Bey’in haklı olduğunu göstermiştir.

Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Ceza Kanunu, Ticaret Kanunu daha sonrada Ceza Muhakemeleri Kanunu, Deniz Ticaret Kanunu, Türk Vatandaşlık Kanunu, İcra İflas Kanunu ve 1930’da kadınlara verilen ve seçilme hakkını tanıyan Belediye Kanunu izlemiştir.

Mahmut Esat Bey, 1927’de Ege Denizi’nde Türk gemisi Bozkurt ile Fransız gemisi Lotus’un çarpışması ve 8 Türk denizcisinin ölümünü takiben, Türk Adliyesi’nin Fransız kaptanı tutuklaması üzerine Fransa ile aramızda çıkan anlaşmazlığı sonuçlandırmak için Atatürk’ün de onayını alarak konuyu Lahey Adalet Divanı’na götürmüştür. 7 Eylül 1927 günü Lahey’de Türk hükümetini temsil ederek yaptığı başarılı savunma ile davayı kazanarak dünya hukuk literatürüne “Lotus-Bozkurt davası” olarak yerleşmesini sağlamıştır. Kemal Atatürk, bu başarısı nedeniyle Mahmut Esat Bey’e “Bozkurt” soyadını vermiştir.

1930 sonlarında Adliye Vekilliğinden istifa ettikten sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde Devletler Hukuku, Siyasi Bilgiler Fakültesi’nde “Anayasa Hukuku” Profesörü olarak görev yapan Bozkurt, Atatürk’ün isteğiyle Türk gençliğine İhtilal’in Hukuk Tarihini anlatmak üzere görev almış, İstanbul Üniversitesi İnkilap Tarihi kürsüsünde 8 Mart 1934 Perşembe günü ilk dersini vermiştir.

16 yaşında olduğu 1908 yılından ölümüne kadar (1943) 35 yıl boyunca ülke sorunları hakkında yazılar yazan Bozkurt, Milli Mücadele yıllarında Anadolu’da Yeni Gün ve Hâkimiyeti Milliyet gazetelerinde ateşli yazılar yazmış daha sonra İzmir’de çıkan Anadolu Gazetesi’nde yazılarına devam etmiştir. Son yazılarını Yeni Sabah Gazetesi’nde yazan Mahmut Esat Bozkurt son yazısı “Yürekler Acısı”nı yazdıktan az sonra gazetede rahatsızlanmış ve derhal hastaneye kaldırılmışsada 1 hafta sonra 21 Aralık 1943 günü hayata gözlerini yummuştur. Son yazısı vefay haberi ile birlikte 22 Aralık 1943’te Yeni Sabah Gazetesi’nde yayımlanmıştır.

Mahmut Esat Bozkurt, dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu tarafından Ankara Devlet Mezarlığı’na alınmak istemişse de eşi Feheda Bozkurt’un vasiyeti ile Selçuk’taki çiftliğinde aile mezarlığına defnedilmiştir.

Vefatı üzerine yazdığı makalesinde, Yusuf Ziya Ortaç, yazısını şöyle bitiriyordu…
“İsviçre dağlarından Anadolu dağlarına silah omuzda koşan hukuk doktoru, serdengeçti Mahmut Esat Bozkurt, Vatan hudutlarından fikir hudutlarına kadar her cephede döğüşe döğüşe, en son, kalem elinde, Allah’ına kavuştu…”
“Bir yanardağı toprağa veriyoruz…”

Başlıca Eserleri: Beynelmilel Bozkurt-Lotus Davası’nda Türkiye-Fransa Müdafaaları (Ankara 1927), Osmanlı Kapitülasyonlarına Dair (Doktora Tezi, İstanbul, 1928), Türk İhtilalinde Vatan Müdafaası (İzmir, 1934), Türk Köylü ve İşçilerinin Hakları (İzmir, 1939), Hukuku Düvel Yardımcı Talebe El Notu (Ankara, 1939), Devletlerarası Hak (“Hukuku Düvel”) (Ankara,1940), Atatürk İhtilali (İstanbul, 1940), Aksak Demir’in Devlet Politikası (İstanbul, 1943), Atatürk İhtilali I-II (İstanbul, 2003) adlı yapıtları yayımlandı.

Menü