Demokrasilerde Kişi Laiktir…

Avrupa’da din ile devlet arasındaki ayrımın yaşama geçirilmesi ne zaman gerçekleşti? Çok eski değil… Daha dün gibi… Çünkü demokrasinin gerçekleşmesi için, yalnız devletin değil, yurttaşın(kişinin, bireyin)laikleşmesi kaçınılmazdır.
Bizde merkez sağcı, tutucu ya da mürteci ağız birliği ederler:
“Devlet laik olabilir, kişi olamaz!” Yok canım! Avrupa’da başta Fransa olmak üzere, Almanya, İsviçre vb. ülkelerde, kişinin kilise öğretisini içeren din yasalarından kurtulması, bireyin özgürleşip demokrasi hukukunu benimsemesi için temel koşuldu. Demokraside kişi laiktir.
Demokraside kişinin hukukunu saptayan <Yurttaşlar Yasası’dır. Bizdeki “Medeni Kanun” Fransa’da Yurttaşlar Yasası 19’uncu yüzyılın başında, Almanya’da sonunda çıkarıldı.
Fransa’da demokrasi devriminin temeline Yurttaşlar Yasası (Code Civil) çekitaşı gibi oturdu. Yasanın en büyük düşmanı kilise oldu; çünkü birey ve aile hukukunda kilisenin egemenliği yıkılıyordu.
Yurttaşlar Yasası’ndan önce Fransa’da ayrıcalıklar sonsuzdu; her bölge ya da cemaatte kendine özgü dinsel kurallar vardı; ülke çapındaki hukukta eşitlik sağlandı; laiklik gerçekleşti.
Almanya, Yurttaşlar Yasası için 1896’ya kadar bekledi. Almanya’nın coğrafyası, uygulanan yasalar bakımından benek benekti; halkın yüzde 33’ü Roma, yüzde 43’ü Prusya, yüzde 7’si Saksonya, yüzde 17’si Fransa töresel hukukuna bağlıydı. Geçmişten gelen dinsel ve geleneksel yasaların karmaşası geçerliydi. Bir kalemde tümü tarihin çöp tenekesine atıldı.
Ya Türkiye’de? 1926 yılı ülkemizin uygarlık tarihinde çağdaşlaşmanın dönüm noktasıdır. O yıla dek geçerli olan yasa, temeli dinden kaynaklanan
“Mecelle” idi. “Yurttaşlar Yasası” yoktu. Yamalı bohçaya benzeyen yasalar, ülkede tam bir kargaşa kaynağı oluşturuyordu.
1923 Cumhuriyeti kurulduktan üç yıl sonra, hukuk devrimi gerçekleşti; İsviçre Yurttaşlar Yasası benimsendi; kişinin yaşamı Avrupa hukukuyla özdeşleşti, eşitlendi, bütünleşti. Ermeni ve Rum cemaatleri de “Azınlık Hakları”ndan vazgeçerek, “Yurttaşlar Yasası”na kendiliklerinden katıldılar.
Devletin hukuku laikleşti; birey laikliği benimsedi; ailede, mirasta, evlenmede ve başka alanlarda yaşam biçimini çağdaşlaştıracak yollar açıldı.
<Yurttaşlar Yasası’nın(Medeni Kanun) gerekçesini yazan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, der ki:
“Çağımızın uygar uluslara tanıdığı bütün hakları, uygar dünyadan bağılsız koşulsuz(kayıtsız şartsız) isterken, bu hakların gerektirdiği uygarlık görevlerini de Türk Ulusu, yeni Yurttaşlar Yasası ile kendi eliyle kendisine yüklemiş bulunuyor. Bu yasa tasarısının taşıdığı anlamlardan biri de budur.”
2000 yılının eşiğindeyiz. İçeride cumhuriyet düşmanlığı yapıp dışarıya karşı ezilip büzülenler, ikiyüzlülüğü bırakıp demokrasi yasalarını çıkarsınlar. Gerçek demokrasi, gerçek Cumhuriyetçilerin yaptığı gibi olur.

İlhan Selçuk – Pencere
Cumhuriyet Gazetesi – 30 Ekim 1999 Cumartesi

Önceki yazı
Cumhuriyet Kamyonları
Sonraki yazı
Yobazlar Elinde Din…
Menü