İzmir’i Sevenler Platformu Gül Güner Akdoğan’ın Konuşması

İzmir’in Değerli Yöneticileri,

İzmir’i Sevenler Platformunun Başkanı saygıdeğer Sanca Maruflu beyefendi,

Değerli katılımcılar,

Bu güzide toplantıda, bana, Dedem Mahmut Esat Bozkurt la ilgili konuşma fırsatı verildiği için teşekkür ederim. Sizlere değişik bir kimlikle hitap etme onur ve heyecanını yaşamaktayım.

Ben DEÜ de görevli bir biyokimya profesörüyüm. İktisatı değilim; hukukçu dkeğilim, ancak Mahmut Esat Bozkurt’un 17 Şubatlardaki rolünü, Annem Merhume Gün Bozkurt Tekant’tan dinlediklerim, bilimsel toplantılardan öğrendiklerim ve okudumlarımla özetlemeye çalışacağım.

17 Şubat 1923 de Birinci Türkiye İktisat Kongresi Mahmut Esat’ın İktisat bakanlığı döneminde toplanmış, 17 Şubat 1926’da ise, Mahmut Esat’ın adalet bakanlığı döneminde Türk Medeni Kanunu kabul edilmiştir.

Önce, Kimdir Mahmut Esat? Kısa bir yaşam öyküsünü paylaşmakta- özellikle genç katılımcılarımız açısından-yararlı buluyorum.’
Tarihe adını Atatürk’ün Adalet bakanı olarak yazdıran Mahmut Esat Bozkurt, Türk devlet adamı ve hukukçu, Türk devriminin ideolojisi olan Kemalizm’in başlıca kuramcılarından biridir.

1892 yılında (o zaman) İzmir’in Kuşadası ilçesinde doğan Mahmut Esat, çiftçilik ve ticaretle uğraşan, Hacı Mahmut oğullarından Hasan Bey’in oğludur. 1923 de İzmir’de Menekşelizade Dr. Hüsnü Bey’in kızı Feheda Hanım ile evlenmiş, üç evladı dünyaya gelmiştir. En büyük kızı Gün Bozkurt Tekant (merhume) Annemdir.

İzmir İdadisini (bugünkü Atatürk Lisesi) bitirdikten sonra; İstanbul Hukuk’tan 1912 de mezun olmuş; ancak Mecelle hukuku ile yetinmek istememiş ve bunu takiben İsviçre’de Fribourg Hukuk Fakültesinde yeniden hukuk öğrenimini görerek önce lisans diplomasını almıştır. Bununla da yetinmeyerek, doktora çalışmalarına aynı üniversitede devam etmiş ve “Du Regimes des Capitulations ottomanes” (Osmanlı Kapitülasyonları rejimi üzerine) adlı doktora tezi ile “Cum Laude” derecesiyle Hukuk doktoru olmuştur.

Yurdun işgali üzerinde derhal İsviçre den ayrılıp vatana dönmüş, Kuşadası’nda milli mücadeleye katılmıştır.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İzmir milletvekili olarak seçilen Mahmut Esat Bey, bu görevini 1943 yılında 51 yaşında ölümüne kadar sürdürmüştür. 1922 de 30 yaşında İktisat Bakanı olmuş, iki yıllık bu dönemde iz bırakan sosyal ve ekonomik projeler gerçekleştirmiştir (İktisat Kongresi bunlardan biri). Daha sonra 1924’de Atatürk tarafından Adliye vekilliğine getirilmiştir. Altı yıllık adalet bakanlığı döneminde Türk adalet sistemi-tamamen modernleştirilmiştir. Bu dönemin başyapıtı “Türk Medeni Kanunudur”.

Yaşamı boyunca İzmir Milletvekilliğine tekrar tekrar seçilmiş; ayrıca Atatürk’ün isteği ile üniversitelerdeki Atatürk İhtilali konusundaki derslerini , hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerindeki derslerini ve gazetelerdeki baş yazılarını bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile sürdürmüştür.

21 Aralık 1943 günü hayata gözlerini yummuş, kendi vasiyeti üzerine Selçuk’taki çiftliğinde Aile mezarlığına defnedilmiştir.

Mahmut Esat’ın İzmir İktisat Kongresindeki rolü neydi?

Bağımsızlık mücadelemiz sonuncunda, Mudanya’da imzalanan mütareke ile birlikte I. Dünya Savaşından beri süregelen askeri harekatı zaferle sonuçlandıran TBMM ve Hükümeti, mütarekeyi izleyen günlerde gerçekle yüz yüz geldi. 1915’den itibaren savaş alanı olan Anadolu toprakları yanmış-yıkılmıştı. Meslek sahibi birçok insanını savaşlarda kaybeden ülke, Türkiye’yi geleceğe hazırlamak için politikasını belirlemek zorundaydı.

Acaba bu nasıl sağlanacaktı? Bu görevin önemli bir kısmı, İktisat Bakanlığına seçilen Mahmut Esat’a düşüyordu. Ulusal mücadele süresince tam bağımsızlıkçı bir üslupla ulusal kimliği öne çıkaran ve asıl kurtuluşun ekonomik bir zaferle sağlayacağını düşünen Mahmut Esat’a göre, öncelikli olarak yapılması gereken var olan koşulların belirlenmesiydi. Bunun için de, ülkenin ekonomik unsurlarının bir araya getirilmesi-toplanması- gerekiyordu.

Mahmut Esat’a bir iktisat Kongresi toplamak düşüncesi, İzmir’de işgalden arındırılmış bölgeye yaptığı inceleme gezisi sonrasında belirginleşti. Uzun sürelerden beri unutulmuş olan Türk iktisadiyatını-tüm tarafları ile birlikte- ele almayı uygun buldu. Bu düşüncesini uygulamaya geçirmek için de, 21 Kasım 1922 de İzmir den Mustafa Kemal Paşaya bir telgraf çekti.

Bakınız telgrafta neler yazmış Atatürk’e:

“Memleketin iktisadiyatı uzun senelerden beri unutulmuştur. İktisat amilleri dinlenmemiştir. Bu meslek adamlarını dinlemek, ve onların dileklerine göre bir iktisat programı vücuda getirmek,doğrudan doğruya milletin vicdanını ve kalbini dinleyerek bir program vücuda getirmek lazımdır ve bu çok hayırlı olur” .

Mahmut Esat, uzun telgrafında İktisat Kongresinin “Halkçı Olan” TBMM Başknının (yani Mustafa Kemal’in) Fahri Başkanlığında açılmasını önererek, Mustafa Kemal Paşa’dan fahri Başkanlığı kabul edip etmeyeceğini de sormuş ve Mustafa Kemal’den, hem bu girişimine hem de Başkanlığa yönelik olumlu yanıt almıştır.

Bu onay, Mahmut Esat’a İktisat Bakanlığı dönemindeki en önemli hizmeti olarak adlandırılabilecek “Türkiye İktisat Kongresi” nin kapılarını açtı.. Gerisini iktisatçıların yorumuna bırakmak doğru olacaktır.

nci 17 Şubat (1926) Mahmut Esat’ın, Türk Medeni Kanunu’nun kabulündeki etkisi:

(Medeni Kanun, Mahmut Esat’ın Adalet Bakanlığı döneminde gerçekleşmiştir. Kendisi İktisat Bakanı olarak iki yıl, Adalet Bakanı olarak altı yıl görev yapmıştı.)

Türk Medeni kanununun, Atatürk’ün sonsuz desteğini alan Mahmut Esat eseri olduğu
tarihçiler ve hukukçular tarafından tereddütsüz kabul edilen bir konudur.
Mahmut Esat’ın Adalet Bakanlığı dönemindeki tüm çalışmalarının temelini, teokratik hukuk düzeninden laik hukuk düzenine geçmek yatar.

Bunun en güzel örneği ise, Medeni kanundur.

17 Şubat 1926 da, TBMM’inde ayakta alkışlanarak oy birliği ile kabul edilen Medeni Kanunun oylanmasına geçilmeden önce, Dedemin yaptığı konuşmanın son bölümünü sizlere sunmak istiyorum:

Mahmut Esat şöyle bitiriyor konuşmasını:

Medeni kanunu onaylayıp kabul buyurduğunuz anda, Türk devrimine ve Türk tarihine, Türk yaşamına yeni bir yön vermiş olacaksınız. Bu kanunu kabul için ellerinizi KALDIRDIĞINIZ AN, daha önceki 13 yüzyıl duracak; Türk Milletine, Türk toplumuna yeni ve verimli, MEDENİ hayat yolu açılacaktır. Devrim ve onun Öz Sahibi olan Türk Milleti bu tarihi kararınızı bekliyor…

Türk tarihinin, benim kanaatime göre EN HAZİN siması Türk kadınıdır. Şimdiye kadar, istenildiği zaman kolundan tutularak bir köle gibi yerden yere vurulan, fakat TA EZELDEN BERİ Hanım olan Türk anasını ; Medeni Kanun tasarısının Aile topluluğu ve miras kuralları ile LAYIK OLDUĞU YERE GETİRECEKTİR.

Sözlerimi, bitirirken, bilgisinden, aklından ve deneyimlerinden sonsuz yararlandığım, babası Mahmut Esat’ sevgi ve saygı ile bağlı Annem e şükranlarımı ifade ediyorum.

İzmir’in kadirşinas siması Sancar Marufluya sonsuz teşekkür ediyorum. Sancar bey, kadirşinaslığın da ötesinde, Türk Devrim tarihininin sayısız kahramanlarını – ve İzmir’li kahramanlarını – unutmayarak ve unutturmayarak, esasen “ üst düzeyde vatanperverlik” görevini yapmaktadır.

Kendisine minnettarız..
Saygılarımla

Önceki yazı
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Kongresi Prof. Dr. Gül Güner Akdoğan’ın Konuşması
Sonraki yazı
Babam Mahmut Esat Bozkurt
Menü