Hırsızlar Teslim Olun! -2

Mahmut Esat Bey Günümüze Işık Tutuyor!

Mahmut Esat Bozkurt’un (1892-1943) Halk Dostu” gazetesinde yayınladığı “Hırsızlar Teslim Olunuz!” başlıklı ikinci yazısı, birincisinden daha sert bir biçemle kaleme alınmış. Mahmut Esat Bey, bu yazıları yazdığı 1930 yılında bakanlıktan ayrılmıştı.
Çift sütuna yerleştirilmiş yazıdan ayrı olarak” Halk Dostu” gazetesinin manşetinde şöyle deniyor: “Hırsızlara karşı cidal (kavga) istiyoruz.”
Mahmut Esat Bey’in “Halk Dostu” gazetesini yayınlarken Fransız devrimcisi Jean Paul Marat’tan (1743- 1793)esinlendiği anlaşılıyor. Marat’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetenin adı da L’ami du peuple (Halk Dostu)ydu. Mahmut Esat Bey’in Fransız devrimini çok iyi incelediği anlaşılıyor.
Mahmut Esat Bey’in ikinci yazısı şöyle:
“Bugünkü hırsızlar teşkilat halindedir. Biz burada hırsızlardan bahsederken devletin- her memlekette olduğu gibi- muhakeme altına alınmış herhangi bir talihsiz memurunu anlatacak değiliz.
Bu her yerde olabilir. Yeter ki bizde de takibat(soruşturma) yapılsın, cezalarını çeksinler. Kaydetmeliyiz ki bu gibiler hakkında takibat yapılıyor. Çoğu cezalarını çekiyorlar. Herhalde cumhuriyet devrinde bunların ardından koşulduğu kadar geçen devirlerde koşulmadı. Burası muhakkak…
Bizim yakalarına yapışmak istediğimiz hırsızlar,millet, devlet, hükümet nüfuzunu kullanarak teşebbüs erbabının- yabancı, yerli- önlerini keserler. Devletin, milletin şerefini utanmadan, korkmadan pazara çıkarırlar.
Bunlar o kadar korkusuzlardır ki, hükümetle alay ederler. Kanunların hükümlerine gülerler. Bir alay pervasızlardır. Kendilerini öne sürdürmeden kimseye iş gördürmezler. Hükümetle doğrudan doğruya temasa geleceklerin
işlerini akim(çıkmaz) bırakmak için bin bir entrika çevirirler. Akla hayale sığmayan dolapları kurarlar. Hükümetin şerefini ceplerinin karı olarak kullanmak isterler. Son zamanlarda hükümetin bunlara karşı açtığı mücadeleyi görüyoruz. Fakat bunlar, bu mücadeleden yılacaklar mı? İşte burası şüphelidir. Hükümetten çok sert cidal(kavga) beliyoruz. Bugünkünü kafi görmüyoruz. Bunlar o kadar uğraşacaklar ki, memleketin çekmekte olduğu ıstırapları ileri sürerek efkar-ı umumiyeyi(kamuoyunu) avlamak isteyeceklerdir. Türk’ün ıstırabına bir ıstırap daha katmak isteyeceklerdir. Bizim bildiğimiz hırsızları hükümet teslim alır. Bunlar hükümeti teslim almak isteyeceklerdir. Gözleri o kadar pektir. O kadar küstahtırlar. Bunların başında Türklüğü hakir gören Hamidiye tezkereliler vardır. Bunlar Türk’ün bütün haklarından müstefit olmak (yararlanmak)isterler; amma vazifelerini kabul etmezler. Bir ecnebi ile yan yana geldiler mi memleketimizi, milletimizi kahkahalarla tezyif (maskara) ederler.
Bunlar soyguncular başıdır. Milli İktisadımızın düşmanıdırlar. Milli iktisadın teşebbüslerini akamete uğratmak için ellerinden geleni arkalarına koymazlar.
Mesela paramızı kıymetlendirecek olan Devlet bankası teşebbüsü, bunların elinden neler çekmedi! Mesela Terkos Şirketini yaşatmak için neler neler yapmadılar.Bunlar hırsızlık yapamayınca memleketi velveleye verirler. İşi düşürmeye çalışırlar. Bir hükümet, bunların hoşuna gidebilmek için mutlaka ceplerini, millet zararına doldurmak mecburiyetindedir. Yoksa çete halinde hemen faaliyete geçerler. Dahilde ve hariçte düşman yabancıların mali müesseselerinden yardım görürler. Bu yardımı çete efradına dağıtırlar.
Ortalığı bir hırsız vaveylasıdır alır. Devletçe bir imtiyazlı şirket kurulacak mı, bunlar hemen haber alırlar. İşe karışırlar. Bin bir yalan söylerler. Müteşebbisleri(girişimcileri) hükümetin haberi almadan korkuturlar. Pay isterler ve alırlar. Bu paylar hep milletin kesesinden çıkar! Çünkü on kuruşluk iş yüz kuruşa mal olur. Ecnebiler, memleketlerine dönünce, bu rezaleti önlerine gelene anlatırlar. Gazetelerine yazdırırlar. Şerefimizle oynarlar.
Türk tarihi, asla affetmeyen hadiselerle, vakıalarla doludur. Bunları bilenler, hırsızların akibetini şimdiden görebilirler.Türk tarihinde hırsızlar türemiştir. Fakat hangisinin yaptığı yanına kar kalmıştır? Hani İzzet Mollalar? Hani harb-i umumi zenginleri?
Bu millet günü gelince öyle hırsızlar paralamıştır ki tarih onun adına Hezarpare Ahmet demiştir. Yani bin parça Ahmet… Fakat İnkılabın ve onu yapan fırkanın öç alışı buna da benzemez. Yüz bin parça Ahmetleri de gösterebilir. Hırsızlar teslim olunuz.”
Mahmut Esat Bey’in bu ikinci yazısını olduğu gibi Ankara Notları’na aldım. Mahmut Esat bey’in iki yazısı da günümüze ışık tutucu nitelikteydi.
Türkiye’de bugün de hırsızlar cirit atıyorlar. Yalnız hırsızlar değil, onların kollayıcıları, koruyucuları, açık söylemek gerekirse yüzsüzleri var. Yalnız hırsızları değil, bunların da kıskıvrak yakalanacakları günler uzak değildir. Çünkü bütün yolsuzluklar, hırsızlıklar halkın, kamuoyunun gözü önünde işleniyor. Öylesine yüzsüz, utanmaz bir hırsızlar topluluğu karşısındayız!

Mustafa Ekmekçi
Ankara Notları
Cumhuriyet Gazetesi – 18 Şubat 1997 Salı

Önceki yazı
Hırsızlar Teslim Olun! -1
Sonraki yazı
Bu Ödülün Anlamı
Menü