“Mahmut Esat Bozkurt’u Tanımak ve Anlamak”

Mahmut Esat Bozkurt’un torunu olarak, Aydın Engin’in Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Anadolu’nun ve Sermayenin Türkleştirilmesi’ (8 Eylül 2014) ve ‘Mahmut Esat Bozkurt Güzellemeleri’ (21 Eylül 2014) başlıklı yazılarını üzüntüyle okudum. Türk Devriminin önde gelen isimlerinden, Kemalizmin kuramcısı, hem cephede hem de Meclis’te mücadele ile geçen ömründe sayısız konuşma yapan, yazı yazan (bkz. Şaduman Halıcı, Mahmut Esat Bozkurt, Toplu Eserler-I. Kaynak Yayınları, 2014) Mahmut Esat Bozkurt’un 17 Eylül 1930 günü Ödemiş’te yaptığı ateşli bir konuşma sırasında sarf ettiği söylenen tek bir cümlesinden yola çıkarak Cumhuriyet Tarihi’nde azınlıklarla ilgili yaşanan tüm olumsuzlukları, dönemin sözde ırkçı zihniyetine bağlamanın çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Alınan cümlelerin önüne arkasına, dönemin gerçeklerine ve Mahmut Esat Bozkurt’un kimliği ve yaptıklarına bakmadan yapılan bir değerlendirmenin, hele neredeyse yüzyıl öncesini tartışıyorsak, bizi yanlış yönlendireceği açıktır.

Hayatını bir halk devleri kurulmasına adamış, modern Türk Cumhuriyeti’nin en önemli temel yasalarını çıkarmış, sol milliyetçi Mahmut Esat Bozkurt’un hayatında bugünün koşullarında bile ırkçı sayılabilecek herhangi bir eylem ya da çalışma yoktur. 1930’lu yıllarda bazı Avrupa ülkeleri ve ABD’de mevcut ırkçı yasa benzeri ne bir yasa çıkarmış, ne de önermiştir. Dönemin Türk ve Alman rejimlerinin farklarını ortaya koyarken özetle “ırkçı olmaması, kan bağına değil, kültür ve dile önem vermesi, ulus egemenliğine dayanması, diktatörlüğü kabul etmemesi, antiemperyalist olması, hatta bunları suç saymasıdır” demektedir (bkz. Mahmut Esat Bozkurt; Atatürk İhtilali I-II, Kaynak Yayınları, 2003, s.193). O halde söz konusu dönemin koşullarını, Mahmut Esat Bozkurt’un neyi kastettiğini detaylı ve özenli incelemek gerekir.

Milliyetçiliğin, uluslaşma ve ulus devletler kurulması çağında (19.yüzyılın ikinci, 20.yüzyılın ilk yarısı) devrimci bir ideolojiyi yansıttığını bizzat Sayın Engin belirtmektedir (bkz. Aydın Engin. Sosyal Demokrasi ve 6 Ok. Cumhuriyet Gazetesi, 29 Ağustos 2014).Türk Devrimi ezilen, sömürülen, hor görülen Türklere kimlik, aş, iş sağlamış, ulus yaratmıştır. Devrimin en ateşli savunucularından ve Türk’e Türk olduğu için değil, sömürülen, ezilen emekçi olduğu için arka çıkmakta olan Mahmut Esat o konuşmayı yaptığı dönemde ülke isyanlarla sarsılmakta ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın dini duyguları siyasete alet eden gerici yöntemi yükseliştedir. Devrimin kahramanları yeni kurulmuş Cumhuriyeti aydınlık yarınlar yolunda koruma, yaşatma gayretindedir. Ateşli bir hatip olarak “Öz Türk” tanımı ona özgüydü. Ancak bu asla etnik bir gruba işaret etmemektedir. Bakın Türklüğü nasıl tarif etmiştir; “Türk haklarından istifade edebilmek için Türklüğü benimsemek, Türk kültürünü kabul etmek, Türklüğü duymak, Türk menfaatlerini kendi menfaatı yapmak, ona hürmet etmek, Türküm demek, Türklüğü kültürüyle, hissiyle kabul etmek lazımdır. Bunları samimiyetle benimseyenleri Türk sayarız, kim olurlarsa olsunlar” (bkz. Özdemir İnce. Mahmut Esat Bey neden Bozkurt? [9]. Aydınlık Gazetesi, 13 Mart 2013). Öz Türk olmayanlardan kastı bu ülkede yaşadığı halde Türk Vatandaşlığı’nı ve ortak menfaatlerini benimsememiş, Türk Kültürü’nü özümsememiş, kabul etmemiş, memleketimizin içinde Batı sermayesinin, Batı istilasının soygunculuğuna yarayan ileri karakol gibi vazife görenler, isyancılar, ayrılıkçılardır. Ailemiz Mahmut Esat hikayeleri ile büyüdü. Etnik köken, ırkçılık bilmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür, eşittir. Devrim bunu başarmıştır. Nitekim Mahmut Esat Bozkurt’un kanunlaştırdığı Yurttaşlar Yasası sonucu azınlıklar Lozan Antlaşması ile kazandıkları ayrıcalıklarından vazgeçmişlerdir.
Mahmut Esat Bozkurt’un Adalet Bakanlığı döneminde, 1 Mart 1926’da yürürlüğe giren Türk Ceza Yasası hakkında da zaman zaman yapılan önemli bir yanlış, özü İtalya’dan alınan bu yasanın faşizm dönemine ait olduğudur. Oysa söz konusu yasa faşizm öncesi demokratik döneme ait olup (Zanardelli Yasası, 1889), faşist idare tarafından değiştirilmiştir. Mahmut Esat Bozkurt İtalyan ceza hukukçusu Nitti’nin “Demokrasiler” adlı kitabında “Faşist yönetim, dünyanın en güzel ceza yasalarından biri olduğuna şüphe olmayan eski yasayı kaldırdı. Bunu değerini Türkler bildi ve aldı” dediğine dikkat çekmiştir (bkz. Hukuk Gazetesi, 10 Haziran 1936, s.2-3).

Atatürk’ün Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un Ödemiş konuşması sonrası bakanlıktan alındığı iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. İsmet Paşa Fırka Grubu’nda Mahmut Esat’ı istifaya kendisinin davet etmediğini, aksine Mahmut Esat’ın birkaç kez vekaletten çekilme isteğini geri çevirdiğini açıklamıştır (bkz. Şaduman Halıcı. Yeni Türkiye Devleti’nin Yapılanmasında Mahmut Esat Bozkurt [1892-1943]. Atatürk Araştırma Merkezi, 2004,s.350). Ancak bu kez Mahmut Esat istifa konusunda ısrarcı olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yıpranmasını istememiş, mücadelesini vekillik zırhına bürünmeden, bir birey olarak sürdürmeyi tercih etmiştir.

Mahmut Esat Bozkurt Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda birçok hükümette uzun yıllar (1922-1930) bakanlık yapmış, Cumhuriyeti şekillendiren en önemli yasaları yürürlüğe sokmuş bir devlet adamıdır. Adalet Bakanı iken, 1926 yılında Ege Denizi’nde çarpışma sonucu Türk gemisi Bozkurt’u batıran ve sekiz denizcimizin can vermesine yol açan Fransız Lotus gemisinin kaptanının Türkiye Cumhuriyeti tarafından tutuklanmasına Osmanlı Dönemi’nden kalma kapitülasyoncu alışkanlıkla itiraz eden Fransa’ya karşı Lahey Adalet Divanı’nda Türk tezini gönüllü olarak savunan (bkz. Prof.Dr.Mustafa Balcıoğlu. Bozkurt-Lotus Davası. Nobel Yayın Dağıtım, 2001) ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ne uluslararası alanda ilk hukuk zaferini yaşatan Mahmut Esat yurda dönüşünde devletin verdiği görev harcırahının arta kalanını hazineye iade eden, aldığı paltoyu da bir gün Selçuk’ta karşılaştığı ve soğuktan üşüyen köylünün sırtına geçiren bir HALK ADAMI’dır. Mustafa Kemal Atatürk, davayı kazanamazsa ülkeye bir daha dönmeyeceği sözünü veren Mahmut Esat’a dönüşünde, bu hukuk zaferinin şerefini taşıması için davaya konu Türk gemisinin adı olan Bozkurt soyadını vermiştir.

Mahmut Esat’ı Devrimin temel yasalarının çoğunu gerçekleştirdikten sonra bile bakanlık beklentisi içindeymiş gibi yansıtmak için milli mücadelenin eşsiz kahramanlarını hiç anlamamış olmak gerekir.

Prof.Dr.Yaman Tekant
6 Ekim 2014
Cumhuriyet- Olaylar ve Görüşler
Prof. Dr. Yaman Tekant

Önceki yazı
Mahmut Esat Bozkurt’un Ölümü
Sonraki yazı
Mahmut Esat Bozkurt’un Tabutunun Arkasından Giderken
Menü